"Kalb öncesi zamanlar vardı...
Sonra mucize gerçekleşti, kalbin oluşum süreci tamamlandı. emir geldi ve kalb atmaya başladı... O ilk darbe anı ve hareketin başladığı hayat noktası "fuad" ile sarsılır cisim... Gücü vardır, sesi vardır. Ritmi vardır...
Kalb, hayata hevesle tüm gerçekliği ile başlar... Hızlanmalar, yavaşlamalar, heyecanlar, korkular, aşklar, mutluluklar, keskin şoklar, gider bozuklukları, yetmezlikler, hastalıklar, durma ve yeniden başlamalar...
Derken cisme gelen sinyal ve durma anı... "Fuad".
En küçük sonsuzluktan, en büyük sonsuzluğa, yokluktan varlığa kainatı başlatır, "Fuad"... Orada artık ne son ne de ilk olmak tariflenemez. Mutlak varlık yegane gerçektir...
Kalb öncesi, kalb anı, kalb sonrası sorularını kendime sormaktayım...
Kalbin kırıldığı an vardır ki, o hayat noktasında "Fuad" dan kırılır. Kalbin en mutlu olduğu an "Fuad" dır.
"Fuad" ile görür, duyar, dokunur, tadar, koklar, sever, gariplikleri sezer, hissederz... ve "Fuad" ile düşünürüz. Yeteneklerimiz ve hatta hiç bir zaman keşfedemeyeceklerimiz "Fuad"...
Mantık kalbimizde şekillenir ve nasibimiz ölçüsünde acımasız ya da sevdi dolu olabilir.
Bu müzikler, insan ve insan dışında bilinene, bilinmeyen ve hiç bir zaman bilinemeyecek olan ya da ileride keşfedilecek canlı, cansız her nesnenin özündeki eksiklikleri tamamlamada karşılıksız hizmetkar olan "Fuad" özlemi ile insanlık hayaline armağandır."