21 Şubat 2011

she left home

Tutunamamaklığım bundan da, 
"Kim bağışlayacak beni?"


20 Şubat 2011

Melodiler,

..kelimelere beş çeker,
ama gazeller de ne güzeldir.


Neşr-i ebdân haşr-ı ervâhın olur enmûzeci
Neş'e-i halk-ı cedîde nefh-i uhrâdır semâ

Bedenlerin sema esnasında dağılmaları ölümden, sonra bir araya gelişleri de yeniden dirilip ruhların toplanmasından bir kesittir

10 Şubat 2011

duvarlar

Kahvede olan bitenler.. 

Marika tefini almıyor eline kaç zamandır. Aman Kahvesi'nin en arka masasında, duvarın dibinde hemen, oturmuş saçlarıyla oynuyor, elleri saçlarına sanırım en çok böyle zamanla gidiyor. 

Marika karşı duvara bakıyor. Kaygılar içinde parmaklarını saçlarına doluyor. O duvarın arkasında dışı, yaslandığı duvarın arkasında da içi var. Duvarları Adriana örmüş olabilir, Babis örmüş olabilir, Thomas, sevdiği sevmediği, komşusu, sahne arkadaşı, öğretmeni. Marika bu duvarlara ayna niyetine baksın, bizim çizdiğimiz Marika'yı görsün istemiş olabilirler.

Saçlarıyla dört duvar kahvesinde olsa da gönlü gözü hep karşı iki duvarın arkasında. O duvarları kendi gerçeğiymiş gibi kabul ettiğinde tefini bıraktı. Mış gibi yapmakla özünü yitirdiğini, şevkinin kaybolduğunu bildi.

O zaman kahvenin bahçesinde, suyu ancak dize kadar gelen havuza saçlarını bırakmak istedi. Saçından nasıl ayrılırdı, o da gelsindi madem. Kalsaydı suyun içinde, ıslansaydı bütün tutamlar, nefesi zorlasaydı ciğerlerini az önce içtiği argileden. Kalsaydı orda.

Hala masaydı, huzursuzlukla, böyle olsun istememişti.
Şimdi duvarları yıkmayı deneyecekti.


7 Şubat 2011

εγώ

"Ben bir egoya sahibim, ama ben sonsuza nisbetle hiçim. Buna rağmen hiçlikte tecelli edene göre herşeyim. Allah'ın beni saymış olması ve yaratmış olması bana güven sağlar. Buna rağmen mükemmel olma isteğimde hiçbir zaman başarılı olamayışım bana hiçliğimi öğretir."


Oysa ben sadece Yunanca da ben demek istemiştim. Kendimi seveyim istemiştim.