10 Şubat 2011

duvarlar

Kahvede olan bitenler.. 

Marika tefini almıyor eline kaç zamandır. Aman Kahvesi'nin en arka masasında, duvarın dibinde hemen, oturmuş saçlarıyla oynuyor, elleri saçlarına sanırım en çok böyle zamanla gidiyor. 

Marika karşı duvara bakıyor. Kaygılar içinde parmaklarını saçlarına doluyor. O duvarın arkasında dışı, yaslandığı duvarın arkasında da içi var. Duvarları Adriana örmüş olabilir, Babis örmüş olabilir, Thomas, sevdiği sevmediği, komşusu, sahne arkadaşı, öğretmeni. Marika bu duvarlara ayna niyetine baksın, bizim çizdiğimiz Marika'yı görsün istemiş olabilirler.

Saçlarıyla dört duvar kahvesinde olsa da gönlü gözü hep karşı iki duvarın arkasında. O duvarları kendi gerçeğiymiş gibi kabul ettiğinde tefini bıraktı. Mış gibi yapmakla özünü yitirdiğini, şevkinin kaybolduğunu bildi.

O zaman kahvenin bahçesinde, suyu ancak dize kadar gelen havuza saçlarını bırakmak istedi. Saçından nasıl ayrılırdı, o da gelsindi madem. Kalsaydı suyun içinde, ıslansaydı bütün tutamlar, nefesi zorlasaydı ciğerlerini az önce içtiği argileden. Kalsaydı orda.

Hala masaydı, huzursuzlukla, böyle olsun istememişti.
Şimdi duvarları yıkmayı deneyecekti.