3 Ekim 2010

1 Eylül'den 30 Eylül'e


Sabah odama astığım Barış bayrağıyla ufak bir bakışma ve gülümseyiş..

Bugün festivalin son günü, sahnede Antakya Medeniyetler Korosu.. Heyecanlı ve umutlu bir bekleyiş. Biraz sabırsızlık, Barış'ı çok bile bekledik, sanırım bundan..

kardeş olun ey insanlar bunu ister tanrımız
bu dünyada her şey geçer en son sana dost kalır
insanlığa doğruluğa göğsünü aç korkmadan
hür doğmuştur insanoğlu hür yaşamak hakkıdır

Öylesine bir masal gibi geçiyor ki konser. Sünni bir ilahiyi, bir Alevi türküsünü, Musevi ilahisini ve Ermenice  bir türküyü ardısıra işitiyorum. Eşlik ediyorum. Ağlıyorum, Sarı Gelin'de, Sarı Gelin'i Sari Gyalin diye söylerken. Ağlıyorum, Hrant yaşasaydı diyorum.. Ağlıyorum, yanyana hep bir ağızdan sadece bir türkü söyleyen Barış'an nefeslerin güzelliğine.. Biz diyorum biz, hala neden bekliyoruz, bak işte yanlarına insan olma erdemini ve müziği katmışlar, buluşmuşlar diyorum.

hava nagila hava nagila hava nagila v'nism'cha
hava nagila hava nagila hava nagila v'nism'cha 

Hava Nagela çalınıyor kulağıma. Daha tanıdık bir ses duyarcasına mutlu oluyorum. Coşuyorum, ilahide dediği gibi;

havah neranenah venismechah - haydi şarkı söyleyip mutlu olalım
uru, uru achim! - uyanın, uyanın arkadaşlar!
uru achim b'lev sameach - mutlu bir yürek ile

Konser bitiyor, ayakta avuçlarım yana yana alkışlıyorum, göz yaşlarım yanaklarımı çoktan yakmış. Ayrılırken bir iki çift laf hala aklımda:

"Bize soruyorlar, 'Farklı mesleklerden, farklı dinlerden, farklı kültürlerden buluşup bir araya gelmişsiniz, bir arada hep birlikte şarkı söylüyorsunuz. Merak ediyoruz, bunu nasıl başarıyorsunuz?' 
Biz de onlara bir soruyla karşılık veriyoruz, Siz nasıl başaramıyorsunuz?"

Eylül bitti dostlar. Barışla başladı Barış'la bitti, Ekim çoktan başladı,
Yaradana şükrümüz sonsuz..

--
30 Eylül-Konya