25 Nisan 2010

Eskişehir






Zeytin ağacı sanırım.. Dalında oturuyor. Bir hamlede zıplayıp aşağı iniyor. O sırada sadece gözlerine takılıyorum, yeşilce iki güzel.. Diyorum ki O'na, bir kadın gününde bir araya gelsek de ağlasak..

Rüyaları gerçeğe döndürdük, belki de hiç ayrı değillerdi.
Biz de belki de hiç ayrı değildik..

Biz sarıldık, güldük, önce sustuk, sonra sıcak şarabı soğuk balkonda paylaştık.
Biz yürüdük, aradık, taradık, Ney'in sesine kulak verdik.
Biz kâh ebrunun renklerine kâh oyulan lüle taşının kırıntılarına kâh dantel gibi işlenen tahta parçasına baktık.
Biz vizörden baktık çokça.
Biz yorulduk da, elma-nane'nin kokusuna durulduk.
Biz sustuğumuz kadar konuştuk, konuştuğumuzca ağladık.
Biz sessizce sarıldık, hasretle ayrıldık.

Biz beklemekteyiz, yeni bir Kadın gününü..