26 Ağustos 2009

kuşdili


yürüyüş.. ta 3 sene önce Ayder'den ayrıldığım noktaya doğru, belki yeniden görürüm diye, olmadı.
yok yok yürüdüm, onu göremedim sadece. hala bıraktığım yerde duracağını düşünmekle kendime ziyan verdim zaten,
yol ziyan verdi mi?
-hayır! üstelik bana bunları verdi:



B.... ve H.... teyze :) yürüyordum, az dinlenebilir miyim yanınızda deyip 1 saatlik hatırı kalır bir sohbet ikramı ile karşılaştım. üstüne tatlı niyetine çorap örme öğrenme seansı :) ı-ıh, olmadı :P ben atkı ve kazak örmeye devam edeyim en iyisi..

soluklandım, pek soluk aldım, yukarı devam. Ayder'in sayılı güneşli günlerinin sayılı saatlerinden biri :) açıldım, saçıldım, ip askılı bir üst, yarı uçuş uçuş bir pantolon, bodrum sandaletleri.. :P sanki rotayı fena halde şaşırmış bir Olympos yolcusuyum:
-(beni turist sandığından kelli) heey cüzel memleketum, cüneşuni açaysun, açtıraysun.. ne cüzel bir cün ki ha boyle insanlar condereysun!
(monolog sahibini 1-2 metre geçtikten sonra diyalogu başlatırım)
+ben türkçe biliyorum :):)
-olsin da! cüzele cüzelsin demali :)
+peki madem. teşekkür ederim :):)

az daha gittim uz daha gittim, yamacın kenarında çok hoş bir kamp alanı gördüm. sanırım seneye pansiyonlara para dökmeme gerek kalmayacak.



dönüş yolunda gelin tülüne bir kez daha uğradım, çıkışında görmediğim N....... teyzeyle karşılaştım: O da çorap örüyordu-sanırım bu bir işaret :p
hoş beş nerden geldin nereye gidiyorsun muhabbetinden sonra:
-tek mu celdun buraya?
+evet teyzecim tek başıma
-dee! yok midur senin arkadaşun?
+olmaz olur mu var, ama yalnız gelmek istedim :)
-özel arkadaşun da mi yoktur?
(sevgiliyi soruyor heralde diye anlama sevinci-hafif yavşak bir ifadeyle)
+yok teyzecim, öyle tek başıma geldim işte, canım istedi
-buralar özel arkadşunla cezilecek yerlerdur, dertlenmişun sen, yalnız kalacağum diye tutturiysun
+...
-...
sayamadığım, sayıp da yazmak istemediğim uzunca bir devamı var yukarısının.. belki de N...... teyzenin tek başına gelin tülü şelalesinin önünde çorap örüyor olmasıyla benim Ayder'de yine orada yalnız olmam..
eh, kuvvetin de sabrın da (b)ulaşsa bana keşke!!




laz böreği, ardı arkası bitmeyen çaylar,

muhlama-yine

kara yemiş,

türk kahvesi, mesnevi, şömine başı,

bir de yarım kalan çay.



nasıl gideceksem ben?

nasıl gelebilirim ki yine ben? ya da yaşarım?

isterim!